Narenciye Yetiştiriciliği


ÇİFTÇİ BROŞÜRÜ

Sayı: Ocak 2004     

NARENCİYE YETİŞTİRİCİLİĞİ

TEŞEKKÜRLER

Merkezimizin faaliyetlerini maddi ve manevi destekleyen Çukurova Üniversitesi Rektörü Sayın Prof. Dr. Yalçın Kekeç'e, narenciye ile ilgili bilgileri veren Sayın Prof. Dr. Önder Tuzcu'ya, Prof. Dr. Turgut Yeşiloğlu'na, Prof. Dr. Ömür Dündar'a ve Yrd. Doç.Dr. Bilge Yıldırım'a teşekkür ederiz.

ÇEŞİT SORUNU

Türkiye'de turunçgil üretiminin %91'i Akdeniz bölgesinden, bunun da %77'si Doğu Akdeniz bölgesinden karşılanmaktadır. Doğu Akdeniz bölgesinde ise Adana ili ilk sırada yer almaktadır. Adana ilinde üretimin yoğun olarak yapıldığı ilçeler sırasıyla, Yüreğir, Kozan, Seyhan ve Karataş ilçelerinde yoğunlaşmıştır.

HASTALIKSIZ AŞI GÖZÜ

Bölgede çok önemli bir sorun da, hastalıklı ağaçlardan aşı gözü alınarak fidancılık yapılmasıdır. Böyle bir yanlış uygulama sonucu, ağaçlar ancak 5-6 yaşına geldikten sonra verim ve kalite düşüklüğü fark edilmektedir. Bu durumu fark eden bazı çiftçilerimiz, bahçedeki ağaçları sökmektedirler. Bunun ne kadar büyük bir ekonomik kayıp olduğunu insan düşünmek bile istemiyor. Bu nedenle, çiftçilerimiz bahçe tesis etmeden önce rastgele aşı gözü almamalıdır Hastalıklı çeşitlerden arındırılmış fidanlarla bahçeler tesis edilmelidir.

Bölgemizde, bu konuda çalışan Çukurova Üniversitesi Subtropik Meyveler Araştırma ve Uygulama Merkezi ve Antalya Narenciye ve Seracılık Araştırma Enstitüsü bulunmaktadır. Çiftçilerimiz, üniversitemizin yukarıda belirttiğimiz merkezine başvurdukları takdirde kendilerine her türlü hizmet verilmektedir. Hem uzman kadrosuyla kendilerinin sorunlarına yardımcı olunmakta, hem de mevcut olan çeşitlerden satış yapılmaktadır. Çiftçilerimiz, arzu ettikleri takdirde bu merkezimize, 0322/3386700 veya 0322/3386506 numaralı telefonlardan ulaşabilirler.

YAPRAK ANALİZİ

Bölgemizde, yanlış uygulanan bir konu da yaprak analizidir. Bir turunçgil bahçesinde yıllık gübreleme programı için yaprak analizinin doğru kaynaklardan yapılması gerekiyor. Örneğin, üreticiler ne kadar azot atacağını merak ediyorlar. Bunun cevabı, ancak yaprak analizinin yapılması ile mümkündür. Çiftçiler yaprak analizi yaparken bazı konulara dikkat etmelidirler. Örneğin; en geç Eylül sonu, Ekim ortasına kadar yaprakların alınıp, analizinin yapılması gerekiyor. Her istediğimiz yapraktan örnek alamayız. Bu konuda da ilgili kurumlara danışmakta yarar vardır.

Bölgemiz, coğrafi konumu itibariyle turunçgil üretimi bakımından diğer ülkelere göre önemli bir avantaja sahiptir. Zira, çok değişik iklim olanaklarına sahip olmamız nedeniyle Çukurova'nın birçok yöresinde turunçgil yetiştirilebilir. Ancak, yetiştirilecek çeşit seçilirken çok iyi araştırma yapılmalıdır. Bunun için bölgesel de olsa bazı çeşitlerin istedikleri doğal koşulları iyi saptamak gerekir. Bu nedenle, çiftçilerimiz Karataş yöresinde çok iyi verim alınan bir çeşidin, Kozan'da da aynı verimi vereceği varsayımından hareket etmeyip çok iyi bir araştırmadan sonra, kendisine araştırma kuruluşlarınca önerilen çeşidi denemelidir. Oysa, bölgede hala birçok çiftçi, komşusunda gördüğü çeşidi aynen kendi tarlasında da yetiştirme alışkanlığından vazgeçmemiştir. Bu durum, yanlış seçim yapılan çeşitlerin bölgede yaygınlaşmasına ve ekonomik açıdan çok önemli gelir kayıplarına neden olmaktadır. Örneğin, şu an itibariyle verim ve kalite açısından 30 yıl önce üretiminden vazgeçilmesi gereken bir çeşidin hala ovada yetiştirilmeye devam edilmesi, çiftçilerimizin komşu çiftçilerin etkisinde kalmasından kaynaklanmakta ve bu durum üreticilerimizin çağın gerisinde kalmasına neden olmaktadır.

Gerekli öneriler üreticilerimize yapılmasına rağmen, bir çeşidin farkına varılması bu çeşit çıktıktan 20 yıl sonra olmaktadır. Herkesin pazarlara üretim yapmaktan vazgeçtiği çeşitleri biz pazarlara yeni çıkmış gibi sürüyoruz. Turunçgil bahçesi 60-70 yıl aynı çeşidi üretemez. Narenciye çeşidi bir moda gibidir. Modası geçme olayı söz konusudur. Bu yüzden dış pazarlar yakından izlenerek, yeni çeşitlerin neler olduğunun bilinmesi gerekir. Ayrıca, tüketici isteklerine cevap verebilmek için çeşit değişimine ayak uydurmak gerekmektedir. İşte bu nedenle, narenciye çeşitlerini moda izler gibi izlemek gerekir. Bölgemizde yetiştirilmesi uygun olan çeşitlerimiz;

Portakal: Navelina, Navelate, Lanelate, Valencia ve Washington Navel 
Mandarin: Okitsu, Nour, Nova, Minneola Tanjelo
Limon: Kütdiken, İtalyan Memeli
Altıntop: Rio Red, Star Ruby'dir. 

Çeşit seçimi verimi etkiler. Seçilen çeşidin verimlilik kapasitesi yoksa cılız bir çocuktan halterci olmayacağı gibi verimsiz çeşitlerden de iyi verim alınamaz. Yani çeşidin verimlilik kapasitesi düşükse, ne yapılırsa yapılsın verim çok da fazla artmaz.

PARÇALANMIŞ PARSELLER

Turunçgil yetiştiriciliğinde karşılaştığımız en büyük sorunlardan biri de, bahçelerimizdeki verim düşüklüğüdür. Modern turunçgil yetiştiriciliği yapılan ülkelerle karşılaştırıldığında, verimlilik konusunda önemli problemlerimiz bulunmaktadır. Bunun en önemli nedenlerinden birisi de, "Miras hukuku" nedeniyle bahçelerimizin küçük ve parçalı olmasıdır.

HASAT VE MUHAFAZA

Turunçgillerin hasadı ve muhafazası da son derece önemlidir. Turunçgillerin %25'i üreticiden tüketiciye ulaşmadan çürür. Turunçgiller, hasat periyodu içinde birkaç haftalık da olsa soğukta muhafaza edilmelidir. Muhafaza edebilmek için hasat zamanı önemlidir. Erken hasatta, kabuk kararması gibi fizyolojik bozukluklar görülür, kalite düşer. Geç hasatta ise, depoda dayanma azalır, meyvelerde kabarma ve puflaşma olur. Uygun hasat zamanında hasat edilmiş ürünler, uygun depolarda muhafaza edilmelidir.

Meyveleri daldan koparırken ve sepete koyarken çok ama çok dikkatli olunmalıdır. Toplayıcıların tırnakları kısa olmalı, içi yastıklı sepetler kullanılmalı, ucu küt makaslarla ve kapsülün hemen üzerinden hasat işlemi yapılmalıdır. Meyveler, sepetle yumurta taşıyormuş gibi özenle taşınmalıdır.

Haziranda Taze Narenciye Yiyebilirsiniz

SONUÇ: NARENCİYE ÇEŞİDİ BİR MODA GİBİ İZLENMELİDİR

Ç.Ü. Tarımsal Yayım, Arş. ve Uyg. Merk.Müd. 
Prof.Dr. Yaşar GÜRGEN 

Telefon ve Faks: 0 322 338 67 46