Turunçgiller'de Göçüren Hastalığı


ÇİFTÇİ BROŞÜRÜ

Sayı : Şubat 2006

TEŞEKKÜRLER

Merkezimizin faaliyetlerini maddi ve manevi destekleyen Çukurova Üniversitesi Rektörü Sayın Prof.Dr. Alper AKINOĞLU'na, "Turunçgiller'de Göçüren Hastalığı" konusu ile ilgili yapmış olduğu katkılarından dolayı, Ç.Ü Ziraat Fak. Bitki Koruma Böl.'den Sn. Prof.Dr. Saadettin BALOĞLU'na ve Basım evi Müd. Sn. Ergin ÖREN' e teşekkür ederiz.

TURUNÇGİLLER'DE GÖÇÜREN HASTALIĞI



Göçüren hastalığı nedeniyle bodur kalmış, gelişmemiş turunç anacı üzerinde portakal ağacı 
ve dikkat çekici şekilde aşı yerinde oluşan şişme belirtisi.


Virüs ve virüs benzeri hastalıklar , bir çok kültür bitkisinde ve ayrıca turunçgillerde, önemli derecede ürün ve kalite kayıplarına neden oldukları gibi, bir çok bitkinin ölümüne neden olmakta veya yetiştirilmesini engellemektedir. Bugüne kadar yapılan çalışmalarda dünyada turunçgillerde az veya çok önemli yaklaşık 80 farklı virüs ve virüs benzeri etmenin değişik hastalıklara neden olduğu belirlenmiştir. Ülkemizde ise bugüne kadar 17 civarında değişik turunçgil virüs ve virüs benzeri etmenin varlığı saptanmıştır. Virüs hastalıklarının oluşturdukları zarar, kullanılan anaca, yetiştirilen turunçgil çeşidine, hastalığa neden olan virüslerin ırklarına, bölgenin çevresel özelliklerine göre farklılıklar göstermektedir.

Turunçgillerde görülen en önemli virüs hastalığı, limon hariç diğer türlerde önemli derecede zarar oluşturan Tristeza diğer adıyla göçüren hastalığıdır. Göçüren hastalığı ülkemizde ilk kez 1961 yılında birkaç ağaç üzerinde, Adana ve Mersin İllerimizde görülmüştür. 1965 yıllarında İzmir İlinde'de bulunduğu belirlenmiştir. 1980'li yıllarda hastalık üzerinde değişik çalışmalar yapılmış ve Doğu Akdeniz bölgesinde bir çok turunçgil alanında hastalığın varlığı değişik testler kullanılarak belirlenmiştir.

Hastalığın Özellikleri ve Belirtileri


  • Turunç anacı üzerinde yetiştirilen turunçgillerde zarar yapmaktadır. Çoğu limon hastalıktan etkilenmemesine rağmen Meyer limonları hastalıktan zarar görmektedir.
  • Hastalığın değişik şiddet ve tipte ırkları vardır. Hızlı göçüren (quick decline) ırkı çok hızlı şekilde ağaçların ölümüne neden olurken greyfurtlardaki bir ırkı gövdede yivlenmelere neden olmaktadır. Ülkemizde hafif sayılacak ırkları saptanmıştır.
  • Hastalık , pamuk ve diğer bazı bitkilerde de zararlı olan birkaç yaprak biti türü ile değişen oranlarda taşınıp yayılmaktadır. Hastalık etmeni virüs , yıkıcı zarar yaptığı ülkelerde " turunçgil kahverengi yaprak biti" ile daha etkili bir şekilde taşınırken, Akdeniz Bölgesi ülkelerinde "pamuk yaprak biti" ve diğer bazı yaprak bitleri ile taşınmaktadır. Etkili bir taşıyıcı olan kahverengi yaprak biti , varlığı saptanan ülkelerde ciddi hastalık salgınları yapmış ve bir çok ağacın ölümüne neden olmuştur.
  • Turunç anacı üzerine yetiştirilen çeşitlerde ciddi bir bodurlaşma, çalılaşma, genel durgunluk, meyvelerde küçülme, aşı yerinde şişme bölgemizde hastalık için belirgin özelliklerdir.

    Hastalığın saptanmasında bodur kalmış ağaçlarda aşı yerini içerecek şekilde alınan kabuk dokusunda iç yüzeyde aşı çizgisi altında iğne ucu ile delinmiş gibi girintiler karşılığı, odun dokusunda çıkıntıların görülmesi karakteristiktir. Ayrıca şüpheli ağaçlardan hastalığı ELISA ve diğer bazı laboratuar teknikleri ile saptamak mümkündür.

    Şu anda bölgemizde hafif ırklardan oluşan hasta ağaçlar olmakla birlikte , henüz yayılma anlamında bir gelişme söz konusu değildir. Fakat son yıllarda etkili yaprak biti taşıyıcısının Avrupa Kıtası ve Akdeniz bölgesine girmiş olması ve duyarlı anaçların bölgemizde kullanılıyor olması nedeniyle, hastalık riski hayli artmıştır. Bu durumda çok acil olarak önlemler alınmalıdır.

    Her ne kadar geldiğimiz yıl itibari ile turunçgillerin en önemli konusu "satış" "pazarlama" ve "ihracat" gibi ekonomik konularda yoğunlaşmış ise de söz konusu hastalığın şiddetli ırklarının veya etkili vektörünün ülkemize veya bölgemize gelmesi ne yazık ki pazarlanacak ürün bırakmayacak kadar tehlikeli olabilecektir. Bu nedenle hemen bölgedeki ilgili kuruluşlar ile bir organizasyon oluşturularak acil eylem planları oluşturulmalı ve hastalığın ülkeye girişi ve yayılmasının engellenmesi için girişimler başlatılmalıdır.

    Önlemler arasında hastalığın, Ç.Ü. Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümünün ilgili birimi ile Tarım İl Müdürlüğü Bitki Koruma Şube Müdürlüğü ve Zirai Mücadele Araştırma Enstitüsü'nün ekip ve ekipmanları temin edilerek hastalığın yeniden araştırma çalışmaları yapılmalıdır. Bölgemizde kurulmuş olan Turunçgil Üretici Birlikleri ve Çiftçi Birlikleri yada benzeri kuruluşlar ile işbirliği içinde yoğun turunçgil yetiştiriciliğinin yapıldığı yörelerde toplantılar düzenlenerek hastalığın ilgililere tanıtılması gerekmektedir.

    Hastalık ile Mücadele

    Hastalıkla mücadelede, öncelikle bodur kalmış ve özellikle aşı yeri şişkinliği gösteren limon harici ağaçların görülmesi durumunda ilgili kuruluşlara haber verilmesi, bahçe tesisinde veya üretimde bölge dışından üretim materyali getirilmemesi veya getirilecek ise karantina kurallarına uyulması, üretimde virüs ve benzeri hastalıklardan arı fidan veya aşı gözlerinin kullanılması, bahçelerde yaprak biti mücadelelerinin mutlaka gereği gibi yapılması, şüpheli ağaçların derhal imha edilmesi gibi önlemler alınmalıdır.

     


    Hastalık nedeniyle gövdede meydana gelen yivleşmeler, hastalıklı ve sağlıklı meyveler.(Sağda)



    Ç.Ü. Tarımsal Yayım, Haberleşme, 
    Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü 
    Prof.Dr. YAŞAR GÜRGEN

    Telefon ve Faks: 0 322 338 67 46