Merkezimizin faaliyetlerini maddi ve manevi destekleyen Çukurova Üniversitesi Rektörü Sayın Prof.Dr. Alper AKINOĞLU'na ve çalışmalarından yararlandığımız Sayın Prof.Dr. Mehmet Biçici'ye teşekkür ederiz.
YERFISTIĞINDA HASTALIK ve AFLATOKSİN SORUNLARI(1)
İçerdiği yağ, karbonhidrat, protein ve vitaminler yönünden çok değerli bir ürün olan yerfıstığı ülkemizde ekseri çerez olarak tüketilir. Oysa yerfıstığı %25 oranında protein, ve %50' ye varan yağ içeriği ile Ülkemiz insanının beslenmesinde alternatif olabilir. Yerfıstığı münavebe bitkisi ve ikinci ürün olarak üreticisine yüksek gelir getirebilecek önemli bir ürünüdür. Ülkemizde Samandağ'dan Antalya'ya kadar uzanan sahil şeridinde yetiştirilir. Yerfıstığı bu denli ekonomik bir ürün olması yanında hastalıklardan etkilenir ve yerfıstığı üretiminde aflatoksin sorunu önemlidir. Bölgemizde; yerfıstığı fideleri, yerfıstığı kök, gövde, yeşil aksam ve meyvelerine saldırabilen önemli hastalıklar vardır. Nisan ayı broşür konusunda yerfıstığında Çıkış Öncesi Tohum Çürüklükleri ve Aspergillus niger Kök Boğazı Çürüklüğü Hastalıkları ele alınmıştır.
Çıkış Öncesi Tohum Çürüklükleri
Yerfıstığı tohumları üzerinde ekseri Rhizopus, Aspergillus, Penicillium, Fusarium, ve Rhizoctonia gibi bazı toprak kökenli mantarların spor veya hifleri bulunur. Eğer tohum yatağı uygun nem ve sıcaklığa sahip olmayacak olursa tohumlar üzerinde bulunan bu gibi mantarlar onlar üzerinde gelişerek çıkışı engelleyebilirler. Özellikle yağışlı dönemlerde hasat edilmiş yerfıstığı taneleri üzerinde bulunan Rhizopus stolonifer tohumlara saldırabilir. Yine, kurak dönemlerde hasat edilen tohumlarda yaygın olan Aspergillus niger ve A. flavus tohumlar üzerinde gelişerek çıkış öncesi bozulmalara neden olurlar. Ayrıca, diğer toprak kökenli mantarlar uygun olmayan ekim koşullarında yerfıstığı tohumları üzerinde gelişebilirler. Bu tür mantarların gelişmesi nedeniyle yerfıstığı tohumlarında görülen çıkış öncesi kayıplar özellikle düşük ve yüksek toprak sıcaklıkları koşullarında söz konusudur. Ekim esnasında ıslak ve kurak toprak koşulu ayrıca bu bozuklukları destekler. Toprak sıcaklığı düşük olduğunda tohumlar derine ekilecek olurlarsa bu tür çıkış öncesi çürüklükler artar. Bu nedenle toprak sıcaklığı 18°C ve toprak nemi normal ekim tavında olduğu zaman 6-8 cm derinliğe ekim yapılacak olursa bu çürüklükler azaltılabilir.
Çıkış öncesi çürüklükleri önlemek açısından toprak koşullarına göre ekim derinliği ayarlanabilir. Yerfıstığı toprak sıcaklığı 18°C'yi geçtiğinde 10 cm derinliğe ekilmelidir. Eğer toprak soğuk ve ıslak ise, ekim derinliği 3-5 cm'ye azaltılabilir.
Ayrıca tohumlar ekilmeden hemen önce thiram, captan, maneb, carboxin, carbendazim ve PCNB içeren fungisitlerle veya bu fungisitleri içeren kombine preparatlarla tohum ilaçlaması yapılmalıdır. İlaçlar kuru tohum ilaçlaması şeklinde ve 100 kğ tohuma aktif madde esasından 200 gr olacak şekilde uygulanmalıdır.
Aspergillus niger Kök Boğazı Çürüklüğü
Aspergillus niger dünyanın her tarafında toprakta her zaman vardır. Bu fungus, A. flavus ile birlikte kuru topraklarda başat olarak bulunur. Kök boğazı çürüklüğü kuru dönemlerde çok şiddetli hüküm sürer. Özellikle, A. niger çimlenen tohumlardan gelişmekte olan yerfıstığı bitkilerinin kotiledonlarına ve hypocotyl kısmına saldırır. Tohum kabuğu zarar görmüş tohumlardan çıkan fideler ve herhangi bir nedenle hypocotyl dokusu zarar görmüş bitkilerin infeksiyonu daha geneldir. Hastalık bitkide çabucak ilerler ve ekseri genç bitkiler infeksiyondan 30-40 gün sonra ölür. Bu nedenle ilk sulamayı takiben infekteli bitkiler tümden veya bir kısım dalları solarak belirginleşirler. Bazen önce bitkinin bir dalı kuruyarak ölür ve daha sonra tüm bitki etkilenir. A. niger tohum kökenlidir ve tohum partilerindeki bulaşıklık seviyesi ekseri %90'ı geçer. Yüksek olarak bulaşık tarlalarda hasta bitkilerin oranı %50'ye erişebilir. Mücadele çıkış öncesi tohum bozulmalarında olduğu gibi, tohum ilaçlaması başta olmak üzere diğer aynı önlemler göz önünde bulundurulmalıdır.
Gövde Çürüklüğü
Sclerotium rolfsii bir toprak mantarı olup bitkinin kök boğazına saldırır. Bu mantar tüm bitki kısımlarını ve meyveleri etkiler. Dünyanın tüm yerfıstığı yetiştirilen alanlarında bu hastalık vardır. S. rolfsii canlı bitki dokularını öldürdükten sonra onlar üzerinde beslenebilen bir mantardır. Bu mantar bitki dokularını etkileyen bir phytotoxin olan oxalic asit üretir. Hastalığın erken dönemlerinde bu toksin yeşil aksamda necrosis (ölü doku) ve chlorosis (sararma)'e neden olur. Gelişmekte olan meyvenin üzerinde ve içinde mantarın büyüyüp gelişmesi sonucu salgılanan oxalic asit tohumlara zarar vererek onların mor bir renk almasına neden olur. Bu mantar bitki kısımları üzerinde ve toprakta 0.5-2.0 mm çapında bol miktarda sklerot denen kötü çevre koşullarına dayanabilen çoğalma yapıları üretir. Sklerotlar önce beyaz ve krem renginde olup sonra koyu kahverengine döner. S. rolfsii 200 bitki türünden daha çok geniş bir konukçu aralığına sahiptir. Hastalık şiddeti toprakta bulunan sklerot miktarı ile artar. Bölgemiz yerfıstığı yetiştirilen alanlarda yürüttüğümüz bir çalışmada 1.0 gr toprakta yaklaşık 12-31 sklerot sayılmıştır. Bu mantar toprakta yaşarken yüksek oksijen isteğine sahiptir. Bunun için kışlayan aktif sklerotlar genellikle toprağın üst kısımlarında oluşurlar. Sklerotlar mevsim ortasında dökülen yapraklardan salınan alkol ve uçucularla çimlenmeye teşvik edilir. Derin olarak toprağa gömülen sklerotlar bir yıl veya daha az yaşarlar. Oysa toprak yüzeyinde bulunanlar 3-4 yıl canlılıklarını sürdürebilirler. Sklerotlar toprak yüzeyinde veya içinde yerfıstığı bitkilerinin gövde, dal ve köklerine temas edecek kadar yakın olarak bulunduklarında çimlenerek gövde çürüklüğü geliştirirler. Bu hastalık tarlada öbek halinde gelişir. Bir hastalık öbeğinde genellikle birden çok bitki bulunur. Hastalıkla mücadelede aşağıdaki hususlar dikkate alınmalıdır.
Ç.Ü. Tarımsal Yayım, Haberleşme,
Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü
Yrd.Doç.Dr. Müge K. DAVRAN
Telefon ve Faks: 0322 338 61 82